
Seyahatler ünitesi değerlendirme çalışması
- 3-Çocuklarla İstanbul’da 24 saat
Özge Altıntok Lokmanhekim, Belçika'dan gelen arkadaşı Karen'in çocuğunu ve kendi çocuğunu ,İstanbul'un Avrupa yakasında bir geziye çıkmışlardı. Ve orada bir sürü yeri gezdiler...
İstikametleri Kadıköy’den vapurla Karaköy'e gitmek. Elbette vapurda çantasından çıkardığı bayatlamış ekmekleri martılara atacaktı çocuklar.
İstanbul Boğaz’ının Asya ve Avrupa kıtalarını birbirinden ayırdığını ve onların vapurla başka bir kıta'ya geçecek olduğumuzu anlattığında şaşıracaklar. Vapurda gitar çalıp şarkı söyleyen bir grupla karşılaşınca çocukların şaşkınlığı daha da artacak...
Kahvaltı için adresleri Karaköy’ün klasik mekanı Namlı. Boğaz’da pek çok manzaralı restoran/kafe varken burayı tercih etmesinin üç nedeni var; programa başlamak için en uygun bir yer, trafiğe ve kalabalığa girmemiş oluyorlar ve kahvaltı seçenekleri oldukça iyi.,
Peynirli simit, sucuklu yumurta, menemen, ızgara hellim peyniri Belçikalı çocukların kahvaltıda pek de yemediği şeyler olduğu için emin olduğu için ilgilerini çekecek ve hoşlarına gidecekti.
Kahvaltı sonrasında Karaköy sokaklarında dolaşaçaklar. Onları mutlaka Fransız Geçidi’ndeki ‘Kağıthane’ isimli dükkâna götürecek. Burası tasarım ürünler bulabileceğiniz ve sadece “kırtasiye” demeye dilimin varmadığı şahane bir dükkândır. Çocuklar burayı çok seviyor. Onlara hediyelik olarak çay tabağı, lahmacun, baklava ve simit desenli bardak altlıklarından, balık ve tabak desenli not defterlerinden alacaklar. Türkiye de artık gittiğimiz yerlerden kart göndermek adeti pek kalmadıysa da Belçikalı dostları bu geleneği sürdürüyor. Buradan aile büyüklerine göndermek için İstanbul desenli kartlar alacaklarını düşünüyor.
Arkadaşı Karen’i ,burada çok sevdiği, pek çok Türk tasarımcının da ürünlerini bulabileceği konsept dükkânı Mae Zae’ye de götürücek. Satılan takılar, kıyafetler ve dekorasyon ürünleriyle bu renkli dükkânı çok seviyor.
Sıralarında Arter Modern Sanat Müzesi var.
2010-2018 yılları arasında Beyoğlu İstiklal Caddesi üzerinde faaliyet gösteren Arter, yakın zamanda Dolapdere’ye taşındı. İstanbul’un en özel adreslerinden biri haline gelen binasında sergilerin yanı sıra farklı disiplinleri bir araya getiren etkinlikler, film gösterimleri ve “öğrenme programı” adı altında yetişkin ve çocuk atölyeleri gerçekleştiriliyor. İki müze eğitimcisi tarafından kurulan ‘Atölye Pikolo’ ise; çocuklar için resim, heykel, mimarlık ve tasarım gibi farklı atölye çalışmaları düzenliyor. Müzeyi gezmek için rehberli bir tur satın alacağız.
Çocukları hareketlenmeye ve acıktıklarını söylemeye başlayınca müzeden ayrılıp rotalarını Eminönü’ne doğru çevirecekler. Çocuklara balık tutanları seyrettirecekler. Daha önce Hamdi’nin teras katında kebap ve meze yiyerek İstanbul manzarasını seyrettikleri için bu sefer oyumu Pandeli’den yana kullanacaklar. ‘Mısır Çarşısı’nın Balık Pazarı kapısı çıkışındaki bu tarihi restorana herkes bayılıyor. Sabah simidi seven ufaklıklar simitli şiş köfteden yana tercih yaparken biz hamsi mücveri, kuzu incik ve iç pilav ile gerçek bir nefis bir ziyafet çekecekler..
Mısır Çarşısı’ndan baharat alışverişi yaptıktanlarından sonra tekrar vapurla Anadolu yakasına, bu sefer önce Üsküdar’a oradan da Kuzguncuk’a geçecekler. Semtin meşhur İcadiye Caddesi’ne geldiklerinde çocuklara mahalleyi anlatacaklar. Burada vitrinini eski oyuncaklarla süslemiş kırtasiye dükkanına girecekler. Klasik turistik hediyeler olarak benimsenen nazar boncuğu ve elma çayı yerine ‘Homemade Aromaterapi’ dükkânından Isparta güllerinden yapılmış şahane gül suyu ya da lavanta kolonyası, Refika’nın Mutfağı’ndan rengârenk emaye tabaklar satın alabilirler. Kuzguncuk’ta yürürken tanıdık tüm dükkân sahiplerinin bize selam vermesi ve çocuklara meyve, limonata bize de çay ikram etmek istemesi Belçikalı misafirlerini eminim çok şaşırtacak.
Son durakları ise Kadıköy. Önce tramvaya binip biraz dolaşacaklar. Çocuklar daha önce tramvaya hiç binmedikleri için bu çok hoşlarına gidecek ve eminim ki heyecan çığlıkları yükselecek! Sonra Kadıköy Çarşı’ya yürüyecekler. Çocukluklarının geçtiği Baylan Pastanesi’nde bir mola verip onlara bal, badem, krokanlı, vanilyalı ve karamelli dondurmadan oluşan vazgeçilmezim ‘Kup Griye’ ısmarlayacaklar. Oğlu, arkadaşlarını Şekerci Cafer Erol’un tarçınlı akide şekerleri ile de tanıştıracak. Çarşıda yukarı doğru yürüyüp, akşam yemeği için; ekşi mayalı ekmek, salata malzemesi ve taze balık alacağız. Belçikalı minikler alışverişlerini hep süpermarketten yaptıkları için çarşı onlara eminim ilginç gelecek. Akşam yemeği menümüzün başrolündeyse Boğaz’ın nesli tükenmekte olan en lezzetli balığı lüfer olacak.
SON
Dinlediğiniz için teşekkürler
Diğer SEESAW'daki videoların linkleri aşağıda sizi bekliyor!
(Bizimki 3'üncü)
Linklerin üzerine tıklamak yerine onları ''Chrome''da aratın mutlaka çıkacaktır.Çıkmadıysa da büteç tuşuna maus ile basın o aranıyor olacaktır.
Resimi:

Üstü mavi olanları tıklayın.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder